Türkçede Yaşayan Bir Yazar: Habib Bektaş

Çocuk edebiyatının önde gelen isimlerinden ünlü yazar Habib Bektaş, 17 Kasım 2016 Perşembe günü saat 10.30’da Sancaktepe Kampüsünde, saat 14.00’te de Ataşehir Kampüsünde Anabilim 5 ve 6. sınıf öğrencileriyle bir araya geldi. 5-C sınıfından Ömer Eren Yılmaz ve 6-C sınıfından Tuğçe Kalaycı’nın yönelttiği röportaj sorularını yanıtlayan Habib Bektaş, “Bu sorular kendimi daha iyi tanımama olanak sağladı.” diyerek soruları çok kaliteli bulduğunu belirtti.  Öğrencilerin heyecanla beklediği Bektaş, okulumuzun konferans salonunda kendisi ile ilgili sunumun ardından sahneye çıkmak yerine öğrencilerle arkadaşlık bağı kurmak adına onların arasında gezinerek söyleşisine başladı. Kısaca kendinden bahseden yazar,  “Monologdan değil, diyalogdan yanayım.” diyerek konuşmaya öğrencileri de dâhil edip onlarla sohbet içerisinde vakit geçirmek istediğini belirtti. 

Kendine sorulan en sık sorulardan biri olan “Nerede yaşıyorsunuz?” sorusuna “Ben Türkçede yaşıyorum. Genellikle yurt dışında kaldım ama bir ayağım hep Türkiye’de. Böyle olmasaydı zaten Türkçede yaşayamazdım.” yanıtını verdi. Yazarların ihtiyaç duyduğu tek aracın “dil” olduğunu, bu sebeple de bedeni nerede olursa olsun ruhunun Türkçede yaşadığını belirtti. Daha sonra atasözü ve deyimlerin genel özelliklerinden bahseden yazar, deyimleri deyimlerle anlatan şiirini öğrencilerle paylaştı. Deyim ve atasözlerimiz içinde cinsiyet ve ırk ayrımcılığına varan söylemlerin de olduğundan bahseden yazar, bunlara “Saçı uzun aklı kısa”, “Kızını dövmeyen dizini döver.” gibi örnekler de vererek bu tarz deyim ve atasözlerinin kullanımının olumsuzluklarından bahsetti. Yazarımız, öğrencilerimizin “En sevdiğiniz atasözleri hangileri?” sorusuna “Az söyle, çok dinle.”, “Beyler buyruğu yoksula kan ağlatır.”, “Boş çuval ayakta durmaz.”, “Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz.” gibi örneklerle cevap verdi. Ömrünün uzun bir zamanını Almanya’da geçiren Habib Bektaş, deyim ve atasözleriyle ilgili kitap yazmaktan çok mutlu olduğunu söyleyip deyimlerin ve atasözlerinin dili kanatlandırdığını, uçurduğunu anlattı. Deyimler için “Onlar çalmadan oynamaktır.” diyen yazarımız, az sözle çok şeyler anlatabilen deyim ve atasözlerimizin önemini vurguladı.

Öğrencilerin “Yazarken nelerden ilham alıyorsunuz?” sorusu üzerine ilhama inanmadığını söyleyen Habib Bektaş, insanların yazarken toplumsal yaşamdan, sokaklardan, türkülerden yani yaşamın içinde olan her şeyden etkileneceğini vurgulayarak ilham denen şeyin aslında bu etki olduğu söyledi.

Söyleşini tamamlayan ünlü yazara, Sancaktepe Kampüsünde Türkçe Öğretmenimiz Ayben Tatlıcı; Ataşehir Kampüsünde de Okul Müdürü Gürkan Pişkin teşekkürlerimizi ifade eden çiçeği ve TEMA Belgesini takdim etti.

Sancaktepe Kampüsünde çinili alanda, Ataşehir Kampüsünde öğrenci girişinde öğrencilerimizin kitaplarını imzalayan yazarımız, böylesine hevesli ve heyecanlı bir kitleyle birlikte olmaktan onur duyduğunu dile getirerek öğrencilerimizin kendinde bıraktığı güzel izlenimlerle okulumuzdan ayrıldı.